• Rubi
  • 02 Kas, 2025
  • 0 Comments
  • 4 Mins Read

İngilizce Kelime Dağarcığınızı Güçlendirin: Kelime Hazinenizi Geliştirmenin Etkili Yolları

Merhaba! İngilizce öğrenme yolculuğunuzda sık sık şu durumu yaşıyor musunuz: Gramer kurallarını anlıyorsunuz, cümle yapısını çözdünüz ama tam kendinizi ifade edecekken… o kilit kelime bir türlü aklınıza gelmiyor? Ya da bir makale okurken her üç cümlede bir sözlüğe bakmaktan yoruluyor musunuz?

Eğer başınızı sallıyorsanız, yalnız değilsiniz. İngilizce kelime dağarcığı geliştirmek, pek çok öğrencinin en çok zorlandığı konulardan biridir. Ama iyi haber şu: Bu, aşılamayacak bir engel değil.

Kelime öğrenmeyi bir alet çantası doldurmaya benzetebiliriz. Elinizde sadece bir çekiç (en sık kullanılan 100 kelime) varsa, evet, bir-iki çivi çakabilirsiniz. Ama bir evi (akıcı bir sohbeti) inşa etmek için tornavidaya, penseye, testereye (yani daha zengin bir kelime hazinesine) ihtiyacınız vardır.

Peki, bu alet çantasını nasıl dolduracağız? Sadece kelime listeleri ezberleyerek mi? Pek sayılmaz.

Neden Sadece Kelime Ezberlemek Yetmiyor?

Geleneksel “kelime listesi ezberleme” yöntemi, kelimeleri sudan çıkmış balığa döndürür. Onları doğal ortamlarından, yani bağlamdan koparır.

Bağlam (Context) Her Şeydir

Bir kelimeyi tek başına öğrendiğinizde, onun sadece bir anlamını öğrenirsiniz. Oysa kelimeler bukalemun gibidir; yanındaki kelimeye göre renk, yani anlam değiştirirler.

Mesela “run” kelimesini “koşmak” diye ezberlediniz. Peki ya “run a business” (bir işi yönetmek), “run a fever” (ateşi olmak) veya “run out of time” (zamanın tükenmesi) ne olacak?

Geçenlerde bir öğrencim, “embarrassed” (utanmış) kelimesini “pregnant” (hamile) ile karıştırmıştı. İkisi de ‘P’ harfiyle başlamıyordu belki ama, ikisi de ezber listesindeydi ve kulağına benzer gelmişti. “I was so pregnant when I fell down” (Düştüğümde çok hamileydim) dediğinde, durumu toparlamamız biraz zaman aldı! Bu komik anı, bize bağlamın önemini ve ezberin risklerini net bir şekilde gösterdi.

Kelime Hazinenizi Zenginleştirecek Eyleme Geçirilebilir İpuçları

Sözlük sayfalarına gömülmek yerine, kelimeleri “yaşayarak” öğrenmeye odaklanalım. İşte size hemen şimdi uygulayabileceğiniz bazı pratik yöntemler:

1. Bir “Kelime Avcısı” Olun: Okuyun, Okuyun, Okuyun!

Bu, İngilizce kelime geliştirme konusundaki en güçlü silahınızdır. Ama sıkıcı ders kitaplarından bahsetmiyorum. Sevdiğiniz şeyleri okuyun.

  • Basketbolla mı ilgilisiniz? İngilizce spor bloglarını takip edin.
  • Yemek yapmayı mı seviyorsunuz? İngilizce tarif sitelerine dalın.
  • Fantastik romanlar mı? En sevdiğiniz seriyi orijinal dilinden okumayı deneyin.

Kelimeleri doğal ortamlarında, bir cümlenin içinde gördüğünüzde, onların nasıl kullanıldığını, hangi edatları aldığını ve hangi duyguyu taşıdığını da öğrenirsiniz.

Hemen Uygula: Şimdi, bu yazıyı okumayı bitirdikten sonra, ilginizi çeken bir konuda kısa bir İngilizce makale bulun. Bilmediğiniz 3 yeni kelimeyi not alın. Ama sadece kelimeyi değil, içinde geçtiği tüm cümleyi defterinize veya not uygulamanıza yazın.

2. Kulaklarınızı Dört Açın: Aktif Dinleme

Sadece okumak yetmez, o kelimelerin kulağa nasıl geldiğini de duymalısınız. Podcast’ler, filmler, diziler ve hatta müzik, bu konuda harika kaynaklardır.

Önemli bir ipucu: Film veya dizi izlerken Türkçe altyazı kullanmayın. Amacınız hikayeyi %100 anlamak değil, dile maruz kalmak. Başlangıçta İngilizce altyazı kullanabilir, seviyeniz ilerledikçe onu da kaldırabilirsiniz. Bu, kelimelerin doğru telaffuzunu ve vurgusunu duymanın en iyi yoludur.

3. Küçük Ama Sürekli: “Günde Bir Kelime” Tuzağına Düşmeyin

Günde bir kelime öğrenmek kulağa hoş gelse de, genellikle unutulmaya mahkumdur. Çünkü beyin, “Bu kelimeyi bir daha nerede kullanacağım?” diye sorar. Cevap alamazsa, bilgiyi önemsiz olarak işaretler ve siler.

Bunun yerine, günde 10 dakikanızı tekrar etmeye ayırın. Kelime öğrenmek bir bitkiyi sulamaya benzer. Her gün biraz su (tekrar) gerekir. Ayda bir kova su dökmek (bir oturuşta 100 kelime ezberlemeye çalışmak) o bitkiyi canlandırmaz, aksine boğar.

4. Konuşun! O Kelimeleri Kullanın

Öğrendiğiniz kelimelerin beyninizde kalıcı hale gelmesinin tek bir yolu var: Onları kullanmak. Beynimiz son derece verimli bir makinedir; kullanılmayan bilgiyi depolar ama kolay erişime açık tutmaz.

Yeni öğrendiğiniz bir kelimeyi (mesela “fascinating” – büyüleyici), o gün içinde kullanmaya çalışın. Bir arkadaşınızla İngilizce pratik yapıyorsanız cümlede kullanın. Kimse yoksa, kendi kendinize konuşun!

Hemen Uygula: Not aldığınız 3 yeni kelimeden birini seçin. O kelimeyi kullanarak kendi kendinize sesli bir cümle kurun. Örneğin, “I read a fascinating article about space exploration.” (Uzay keşfi hakkında büyüleyici bir makale okudum.) Tebrikler, kelimeyi şimdiden aktif hale getirdiniz!

Teknoloji Dostunuz Olsun


Elbette, teknolojiden de faydalanacağız. Anki, Quizlet gibi “flashcard” (bilgi kartı) uygulamaları, özellikle tekrar yapmak için harikadır. Yeni kelimeleri bu uygulamalara cümlenin içinde geçtiği haliyle ekleyin ve düzenli aralıklarla tekrar edin.

Sözlük kullanırken, size sadece anlamı değil, örnek cümleleri de gösteren Cambridge, Oxford veya Tureng gibi online sözlükleri tercih edin.

Sabırlı Bir Maraton

Son olarak, unutmayın: Kelime dağarcığı geliştirmek bir gecelik bir sprint değil, sabır gerektiren bir maratondur. Bazı günler hiçbir şey öğrenmemiş gibi hissedebilirsiniz, bu çok normal.

Önemli olan yolda kalmaktır. Her okuduğunuz makale, her dinlediğiniz podcast, o alet çantasına farkında olmadan yeni bir “kelime” ekliyor.

Kendi kelime hazinenizi inşa etmek, kendinize yaptığınız en değerli yatırımlardan biridir. İfade gücünüzün arttığını görmek ise bu yolculuktaki en büyük motivasyonunuz olacak.

Şimdi gidin ve o ilk makalenizi okuyun!

Rubi ile İngilizce becerilerini geliştirmeyi dene

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir